30 Aralık 2012 Pazar

One Man Orchestra

Jarle Bernhoft
76 doğumlu Norveçli multienstrümantalist,composer,söz yazarı kısacası iyi bir müzik adamı.
Ben ilk dinlediğim zaman Bernhoft'u tek kişilik orkestra olarak tanımlamıştım.Paylaştığım "C'mon Talk" videosunu izlediğiniz zaman ne demek istediğimi anlarsınız.
İlk solo albümünü 2008 yılında çıkardı "Ceramic City Chronicles". 
2010 senesindeyse bir double live albüm yayınladı "1:Man 2:Band".
Bir diğer solo albümünüyse 2011de "Solidarity Breaks" adıyla çıkardı.
"streetlights","sunday" parçaları bilinen sevilen parçalarından birkaçı.
Daha fazla bilgi elde etmek için bakınız www.bernhoft.org


4 Aralık 2012 Salı

Daley ile soul pop havası..

Gareth Daley...

İngiliz müzisyen..
Gorillaz'ın bundan iki sene önce çıkardığı "Plastic Beach" isimli albümünden "Doncamatic" single ı yayınlanmıştı.İlk o zaman bu isimden haberdar olmuştum.
Yeni albümünden parçaların birkaçını dinleme fırsatım oldu.
Bu sene "Alone Together" isimli albümünden çıkardığı ilk single "Remember Me".
Jessie J ile birlikte yaptığı bu düeti çok beğendim ve zaman kaybetmeden paylaşmak istedim!!(Parçanın başlangıcı biraz Ben L'Oncle Soul havası yarattı, sound benzerliği var bence.)
Bunun dışında bir de "Smoking Gun" isimli bir parçası var. Bu parçası da geçen sene çıkardığı "Those Who Wait " isimli albümünden bir parça..Paylaşıyoruum!!



1 Aralık 2012 Cumartesi

Woody Allen doğar..


Woody Allen..
1 Aralık New York doğumlu siyah çerçeveli gözlüklü haliyle hafızaya yer etmiş yönetmen,yazar,senarist,aktör,komedyen ve sıkı bir müzisyen.
35 doğumlu ünlü yönetmen 50'li yılların başlarında komedi türünde yazılarla senaryolar yazmaya başladı televizyon ve dergiler için.
60'lı yıllarda stand up yapmaya başladı ki kalıplaşmış esprilerin dışında monoloğun önemini belirtti..
Broadway de önemli bir yazar olmasında etkili olan oyunlarından birisi 1966 senesinde yazdığı "Don't drink the water" oldu.
Howard Morris yönetmenliğinde 69 senesinde beyaz perdeye aktarıldı. Ancak Allen pek hoşnut kalmadı bu versiyonundan.92 senesinde Micheal J Fox'un başrolünde olduğu versiyonu Allen tarafından televizyon için hazırlandı. Bir başka Broadway oyunu olan "Play it again Sam" kendisiyle birlikte Diane Keaton'un başrolünde olduğu 453 kez oynanan bir oyun oldu. ( Casablanca filminde bilinen bir replikten oyunun isminin oluşması mümkün olabilir gibi geliyor.)
Senaryosunu yazdığı ve oynadığı ilk filmi "What's New Pussycat?"
"Take the money and run" isimli filmdeyse yönetmen olarak kendini ilk kez gösterdi.
Kariyerinde büyük bir başarı getiren ve akademik ödülleri toplamasını sağlayan filmiyse "Annie Hall" oldu. En iyi kadın oyuncu,en iyi senaryo ve en iyi yönetmen ödülleri alındı.
Yine aynı şekilde "Hannah and her sister" ile "Midnight in Paris" ile en iyi özgün senaryo dalında akademi ödüllerini alırken, "The Purple Rose of Cairo" ve "Midnight in Paris" filmleriyle yine senaryo dalında altın küre ödüllerini aldı.
Filmlerinin dışında önem verdiği tutkuya dönüşen bir işi de müzik..
Caz performansına çıkmak uğruna akademi ödül törenlerine gitmediğini de küçük bir not olarak eklemeliyim.Klarnet çalmayı uzun zamandır sürdüren Allen bir süredir New York'ta caz kulüplerinde performans sergiliyor.
Woody Allen ile ilgili küçük bir röpotajı da ayrıca paylaşmak istedim.Allen hakkında küçük bilgiler alabilirsiniz bu 6 dakikalık diyalog içinde.Son soruya verdiği yanıta özellikle dikkat diyorum.Soruyu yönelten kişinin beklemediği bir cevap gibi geldi sanki.
Doğum günün kutluu olsun Woody Allen !!



29 Kasım 2012 Perşembe

Harris&Welch

Calvin Harris ft Florence Welch...
İskoç DJ,elektronik müziğin en iyi isimlerinden bir tanesi Calvin Harris ile Florence And The Machine grubunun İngiliz solisti Florence'ı bir araya getiren çok iyi bir parça..
Harris'in üçüncü stüdyo albümü "18 months" tan beşinci single olarak yayınlanan bu parçayı ilk dinlediğim günden beri paylaşmak istiyordum ve paylaşıyorumm geçte olsa!!
Calvin Harris'in yaptığı işler hakkında bahsetmek istesem çok uzun sürer..
iyi bir composer ve prodüktör olmasının dışında iyi bir şarkıcı ki dj'den şarkıcı pek çıkmaz Harris'i belki de diğer dj'lerden ayıran en önemli özelliği budur.
Florence ise çok iyi bir kontralto ses olarak kabul ediliyor ve gerçekten dinlemekten keyif aldığım müzisyenlerden bir tanesi..

19 Kasım 2012 Pazartesi

Le Moulin..

Florian Thouret & Le Moulin..
Bu hafta sonu fransızca dersinde izlediğim Le Moulin 2005 yapımı bir animasyon.
Bunun yaratıcısı olan kişi ise Florian Thouret,Fransız bir illüstratör ve sanat yönetmeni. http://florian.thouret.com/ , http://www.caribara.com/  isimli sitelerden yaptığı işlere bakabilirsiniz.
Paylaştığım bu çizgi filmin konusuna gelince bir yel değirmeninin köy üzerindeki egemenliğini ve hayatını sarsan bu durumu düzeltmek için sistemi değiştirmeye çalışan bir adamı konu alıyor.
Dans un village place sous la domination d'un moulin,un homme va par amour bouleverser ce systeme etabli.
Profitez-en!!




Paper Lions..Chuky Danger band..

Paper Lions...
Grup hakkında kısacık bilgiler...
Kanadalı indie grubu.Grubun kuruluş tarihi 2004.
Albümleri "6-pack" yine 2004 tarihinde piyasaya sürüldü.
East Coast Music Awards isimli törende yılın kaydı ödülünü aldı "6-pack" albümüyle.
Asıl çıkış albümleri "Colours"ın dinleyiciyle buluştuğu tarihse 2006.
Cake grubuyla (beğendiğim müzik gruplarından biridir kendileri) tur düzenleyip aynı sahneyi paylaştılar.
Bildiğim kadarıyla 2010 senesinde çıkan albümleri "Trophies" den sonra yeni albüm çalışmaları "The Long Creek" ismini taşıyor.
"Trophies" albümünden "Travelling" isimli parçasını paylaşmak istedim.
Lost the war,Polly Hill,One thousand voices da ayrıca önerebileceğim bir kaç parçası..


10 Kasım 2012 Cumartesi

10 Kasım ile birlikte...

 
"Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır;fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."
"Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir.benim fikirlerimi,benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir" MUSTAFA KEMAL ATATÜRK                   
Bizi güven içerisinde bağımsız bir hayata kavuşturan siz ki sizin fikirlerinizi, duygularınızı biliyoruz ve hissediyoruz..Huzur içinde uyuyun..






7 Kasım 2012 Çarşamba

re-elected..four more years..

Amerika Obama'nın ikinci zaferini kutluyor.Obama başkanlığında dört sene daha geçirecek.Bu durumun küresel anlamda değerlendirmesi yapılacak olunursa dört senelik süreç içerisinde yaşananlardan farklı bir şey olmayacaktır diye düşünüyorum.Tabii şunu es geçmemek lazım, şuanda çok daha deneyimli bir Obama var.
Amerikan toplumunda sonuç odaklı yaklaşımın özümsendiği, "başarılı bir sonuca götüren her yol mübahtır." felsefesiyle hareket edilmektedir.Buna bağlı olarak başkan kim olursa olsun kendi politikasında bu yaklaşımdan vazgeçmeyeceği bir gerçek.Bu değerlendirmeyi yaparken Obama'nın dış politika uygulaması cumhuriyetçilere oranla daha ılımlı olacaktır.
Bizim açımızdan ne gibi değişimler olur..Sanırım Amerika'nın, Türkiye'nin jeopolitik konumundan ötürü özellikle Ortadoğu politikasında ve İran meselesinde en fazla yardım alacağı ülke olması kaçınılmaz.
Obama'nın seçilmesiyle neler yaşanacak;dış ülkelere, izlediği politika nasıl yansır bunu süreç gösterecek.






6 Kasım 2012 Salı

Dilemma ile yeniden Ozan Oganer..



Dantel denildiği zaman,eskiden gelinlik kızların çeyizlerinin vazgeçilmez parçası simgesi olmuş,el emeği, göz nuru işler akla gelirdi.Ev eşyalarının üzerinde kendini gösteren bu parçalar, günümüzde sanatçının kullanmasıyla yaratıcılığın bir parçası haline geliyor.
Ozan Oganer tanınan heykeltraşlardan.Kendisini çoğu heykeltraştan farklı kılansa bronz,ahşap,kil gibi vazgeçilmez olarak görünen heykel malzemelerinin yerine danteli kullanması.
Oganer'den "transparan" isimli sergisiyle haberdar olduğumu belirtmeliyim.Dantele karşı oluşmuş geleneksel algıyı kırıp,ona farklı bir algı yükleyerek,dantelin sanat alanında ki estetikliğini yansıtan çok iyi bir sanatçı olduğu göz ardı edilemez bir gerçek.Evlerin süsü dantel,Oganer'in eserleriyle kişilik kazanıyor bence.



Transparan,Gizli Bahçe isimli sergilerinin ardından şimdi de üçüncü kişisel sergisi olan Dilemma ile sanat severlerin karşısında olacak.Bu sergisindeki eserlerin diğerlerinden farkı dantelin dışında polyol isimli bir malzeme daha kullanıyor olması. 27 kasıma kadar Galeri Merkür de sergilenecekmiş. Kaçırılmaması lazım ama...!!




29 Ekim 2012 Pazartesi

Cumhuriyet'i bize kazandıran Mustafa Kemal Atatürk adına..


Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK, 28 Ekim 1923 akşamı, yakın arkadaşlarını Çankaya'da yemeğe çağırır ve onlara, "Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz." der...
Cumhuriyet bayramımızın 89. senesini kutluyoruz.Bugünü kutlayan herkes ne kadar şanslı olduğumuzun bilincinde olanlardır.Bizim görevimiz bunu kavrayamamış zihniyetlere Cumhuriyet'i ve getirdiklerinin bilincini kazandırmak olsun.
"Incredible Turk"isimli, Atatürk ve Türkiye adına 1958 tarihinde yapılmış bir belgeseli paylaşıyorum.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun..

18 Ekim 2012 Perşembe

Erol Günaydın ile...












Erol Günaydın..

Seyirciden hiç kopmayan, alçak gönüllü,pozitifliğini her şekilde yansıtan her yaşın adamı,tiyatro&sinema sanatçısı...
"Kayıplarla beraber yaşıyorum,onları öldürmüyorum,yaşatıyorum,düşünüyorum.Nasıl olsa bir gün buluşacağız" dedi ve Güneş'ine,yakın dostlarının yanına uğurlandı.
Bu kadar kişinin sevgisini: yaptığı işlerle,bilgeliğiyle ve karakterinin kalitesiyle kazandı.
Aynı masayı paylaşıp sohbetine dahil olmak istediğim bir kişiydi,olmadı..
Yeşil Şapkalı büyük usta mekanın cennet olsun.


14 Eylül 2012 Cuma

Cocaa Colaa reklamlarıyla birliktee..




  
Bir ürünün üretici tarafından hedef kitleye yani tüketiciye tanıtılması için gerekli olan en önemli şey tabi ki reklamdır.Özellikle geniş bir kitleye ulaşmak istiyorsan çeşitli medya yöntemleriyle bunu yapmak mümkün.
Oturup reklamları izleyen bir insan değilim sadece ilgimi çekenlere bakarsam bakarım.
Bununla birlikte bu işi en iyi yapan,ürününü en iyi şekilde pazarlayan bir içecek firması var ki görmezden gelmek imkansız. 
Coca cola'nın bu işin ehli olduğu bir gerçek.Reklamların yapım aşamasında kimler var bilmiyorum ama çok iyi iş çıkardıkları kesin.En önemlisi ve etkili olanı bence işi yaparken dünyanın dört bir tarafında bulunarak farklı aktivitelerle kendini insanlara gösteriyor olması.
Bununla birlikte bir çok insanın da zihninde çok güzel anılar bıraktığından eminim..
Coca cola'nın bir kaç reklamını paylaşmak istedim.İzleyecek kişide mutluluk hissi yaratacak başka reklamları da mevcut ama hepsini burada paylaşmak çok zor olur.Sevdiğim bir içecek olmamasına rağmen reklamlarıyla "olsa da içsek" dedirtiyor.
Pazar payını büyütmek ve satışları arttırmak için gerekli olan amaca ulaşan bir üretici olduğu göz ardı edilemez COCA COLA'nın..
Bir yerlerde belki bizde coca cola reklamlarının bir parçası olabilirizz..

13 Eylül 2012 Perşembe

Siaaaa

Sia&My Love
Sia tarafından yorumlanan bu parçanın Eclipse filminin müziği olduğunu bilmiyordum.Çok ilgimi çeken bir film olmadığından dolayı olabilir.Yalnız parçayı Sia her zamanki gibi çok güzel yorumlamış.
Özellikle bu sene içerisinde Florida ve David Guetta ile yaptığı çalışmalarla daha fazla kitleye isminden söz ettirdiği,seslendiği bir gerçek.
Bunların dışında Sia'nın kendi parçalarını dinlemeyen varsa dinlemeli diyorum.En son çıkardığı "we are born" isimli 5. albümünden sonra yeni albümünü de bekliyoruz.Benim dinlemekten keyif aldığım parçaları çok fazla.Özellikle" Breath me,I am in here,Go to sleep" parçalarını önerebilirim.



12 Eylül 2012 Çarşamba

Yeniden Frankenweenie...

FRANKENWEENIE..
Çok az kaldı.Bu sene izlediğim "Dark Shadows"un ardından ikinci kez bir Burton filmi daha izlemek güzel olacak.Burton'ı takip edenler bilir.Frankenweenie filmi 1984 yapımı bir kısa film.Bu sefer uzun metrajlı olarak stop motion tekniğiyle çekilen filmde Victor ile birlikte köpeği Sparky arasında geçen ilişki konu alınıyor.Senaryo her zamanki gibi Burton'un en çok çalıştığı senarist olan John August imzalı.Seslendirmeyi yapanlar arasında benim bildiğim kişilerden ikisi Wyona Ryder ve Catherine O'Hara.Daha önce de Tim Burton ile çalışmış olan isimler bunlar.
Sinema dünyasında yaratıcılığını en iyi ifade eden bu yönetmenin filmini izlemek için gün sayıyorum..
Bu arada artı bir bilgi: Tim Burton Beetlejuice filmini yeniden çekmeyi planlıyormuş.Filmin başrolünde umarım yine aynı isimlerle çalışır. Bana göre Micheal Keaton ile Beetlejuice hayat bulmuştu.Tabii Wyona Ryder'ı da es geçmemek lazım.Film hakkında detaylı bilgiyi bir süre sonra duyarızz zaten..

2 Eylül 2012 Pazar

Filmin mekanı Paris..Filmin izlendiği mekan Pera..





















İstanbul'da yaşıyor olsanız yapılabilecek birçok seçeneğin önünüze sunulacağı bir gerçek..Sanatın birçok alanında yapılan aktiviteleri İstanbulda bulabiliyorsunuz.Bunlardan bir tanesi de Pera'da Fransız Kültür merkezinin ve Pera filmin düzenlediği "Şimdi Paris" isimli Paris filmleri etkinliği..

Bir aya yakın süre Paris'i farklı yüzleriyle ele alan yönetmenlerin filmleri gösterilecek.Paris'i her haliyle yaşamak isteyenlerin gitmek isteyeceği bir etkinlik olacaktır.Gösterilecek olan filmlerden birkaçı woody allen'ın en iyi filmlerinden bir tanesi olduğunu düşündüğüm ve Paris'i en güzel tasvir eden film " Midnight in Paris", bunun dışında" 2Days in Paris","Endülüs" "Paris" gibi filmleri izleyebilmek mümkün.
Paris'e doyacağınız kesin..
14 eylülde başlayacak olan sinema keyfini İstanbul'da yaşayıp da kaçırmayacak olan kişilerden birisi olabilirdim ama maalesef bunun da sadece yazısını yazabiliyorum.
Bu arada Lana Del Rey'in Paris parçasının bu temaya uygun olacağını düşünüyorum.Bu yüzden videoyu ayrıca paylaşmak istedim.Take me to Paris..
Pera'da bu keyfi tadacak olanlara şimdiden iyi seyirler..

29 Ağustos 2012 Çarşamba

bir kez daha Breakfast at Tiffany's...


Zarafet..Audrey Hepburn..
Tek kelimeyle tanımlamak gerekirse onun için yazılan kitabın ismi yeterli olur sanırım..
Breakfast at Tiffany's yine aynı isimli Truman Capote'nin kitabından 1961 senesinde sinemaya aktarılan bir film..Yönetmenliğini Blake Edwards'ın yaptığı Audrey Hepburn ve George Peppard'ın oynadığı klasikleşmiş izlenmesi gereken filmlerden bir tanesi.
Audrey Hepburn'un canlandırdığı Holy karakteriyle sinema dünyası bir kült karaktere kavuştu denilebilir.İzlemekten hiç sıkılmayacağınız bir karakter olmasıyla birlikte davranışlarıyla,giydiği kıyafetlerle birçok kişiye ilham kaynağı olmuştur,olmaya da devam ediyor.Filmin özellikle başlangıç sahnesi unutulmaz sanırım.Taksiden sabah erken saatte inip,elinde kahvesi ve sandiviçiyle Tiffany'nin vitrinine bakması..Oradaki duruşuna, üzerindeki kıyafetiyle birlikte mutlaka başka bir şekilde filmi izlemeseniz de denk gelmişsinizdir.
Breakfast at Tiffany's filmini kaç kez izledim bilmiyorum ama her izlediğimde yine aynı keyfi aldığım bir gerçek.Aynı şekilde filmin müziği Moon River en iyi film müziklerinden bir tanesi oldu.Henry Mancini'ye de oscar kazandırmıştır.(artı bir bilgi olarak Mancini'yi tanıyanlar en bilindik bestelerinden birinin de The Pink Panther filminin müziği olduğunu bilir.Dinleyince çok tanıdık olduğunu anlıcaksınız.)Birçok kişi tarafından yorumlanan Moon River parçasının da en çok Audrey Hepburn yorumunu beğendiğimi belirtmeliyim.
Bu arada filmin Türkiye'deki sinemalarda Çılgınlar Kraliçesi olarak gösterime girmiş.Her zamanki gibi aslıyla alakası olmayan bir film ismi olmuş..
Paylaştığım videoda filmden kareler gösterilirken Moon River parçasının da iki farklı yorumu bulunuyor.

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Çikolata tadında küçük bir yorum..

Bol çikolatalı,tatlı bir bayramı daha sonlandırdık..Yaz ayına denk gelince bayram havasını pek hissedemiyorsun aslında.
Bayramdaki en büyük keyif sevdiklerinle birlikte bol bol çikolata,tatlı tüketiminde bulunmak..Tabii sonrasında bedenin farklı reaksiyonlar vererek çok yediğinin sinyalini vermiyor değil..
Bunun yanısıra bu sene alanlar olmuştur belki..Tasarımcı Karim Rashid'in milango için tasarladığı çikalatalar sunulmuş..Paketini gördüğümde beklediğimden farklı birşeyle karşılaştığımı söylemeliyim..Ben biraz daha kendini gösteren bir ürün olur diye düşünmüştüm.Karim Rashid'in diğer tasarımlarının yanında vasat bir ürün gibi kaldı.Gerçi bir taraftan da bir çikolata paketi ne kadar farklı olabilir ki denilebilir ama yaratıcılığın sınırı yok.Bu ürünü ortaya koyarken düşünülen konu da önemli.Benim yaptığım sadece kutuya bakarak yapılan bir eleştiriydi.
Bayram ve Karim Rashid ikilisi hakkında kısa bir yorumda bulunmak istedim.


7 Ağustos 2012 Salı

Live acoustic cover by The Lightyears

The Lightyears...
David Guetta'nın Sia tarafından yorumlanan parçasının The Lightyears isimli grup tarafından yapılan coverı dinlenir..Calvin Harris'in "we found love" parçasının coverını ve Coldplay'in Paradise parçasını da dinleyin.Titanium kadar etkileyici olmadı üzerimde ama yine de güzel bence..
Solistin çok yumuşak bir sesi var..Parçaların bu halini de sevdiriyor..
Grup hakkında biraz birşeyler öğrenmek için bazı linklere baktım.The lightyears isimli ingiliz bir grup var..Bunlar onlar mı diye sitesinde göz gezdirdim ama emin olamadım..
Her neyse sonuç olarak parçanın iyi yorumlandığını söylemeliyim..

23 Nisan 2012 Pazartesi

Norah Jones ile Little Broken Hearts...



 
Norah Jones...
Arif Mardin'in müzik dünyasına kazandırdığı ve soul müziğin önemli isimlerinden bir tanesi olarak hayatımıza giren bu ismin son albümü "little broken hearts" 1 mayısta yayınlanacak.Tarz olarak biraz değişimler var ama kötü olduğunu hiç düşünmüyorum..Ben çok beğendim..
Albümden önce yayınladığı Happy Pills parçasını dinleyip siz kararınızı verin..



Şef tarafından hazırlanan birkaç sunum...








Annemi tanıyanlar onun yaptığı yemeklerin lezzetini çok iyi bilirler..
Tabii önem verdiği birşey daha var ki o da yaptıklarının göze hitap etmesidir..
Onun için sunumun ne kadar önemli olduğunu sofrasına oturan herkes bilir..Mutfaktaki sihirbazın yaptıklarının birkaç fotoğrafını  paylaşıyorum.

22 Nisan 2012 Pazar

Kravitz Türkiye'ye gelirse yine yeniden!!

Ortaokuldayken dinlemeye başladığım ve hayran olduğum müzisyenlerden bir tanesidir Leonard Albert sahne ismiyle Lenny Kravitz..
Afro saçları, güneş gözlükleri ve eline aldığı gitarıyla "cool rocker" profili çizen bu insanın müziğini dinleyerek müzik zevkimin şekillendiğini söylemeliyim.
Again, are you gonna go my way,california, fly away,calling all angels gibi çok iyi parçaları bestelemek yorumlamak herkesin harcı değil bununla birlikte oyunculuk,tasarımcılık gibi alanlarda da kendisini gösteren bu yetenekli ismin önünde saygıyla eğilirsiniz sadece..
Lenny Kravitz 2008 yılında İstanbul'da bir konser vermişti.Bu sene yine yeniden bir müzik ziyafeti yaşatacak gibi görünüyor.Eylül ya da ekim ayında gelmesi bekleniyormuş.Haberin kaynağı sağlam.İzlediğim programın birinde organizsazyon şirketleri planlarından bahsederken, Lenny Kravitz'in konserinin müjdesini verdi birtanesi.İstanbul'un bu sene müziğe doyacağı kesin..
Gitme şansım olur mu bilmiyorum ama çocukken aşık olduğum bu insanın  konserine gidip parçalarına eşlik etmeyi çok isterim..
Kravitz coşgusunu yaşamak bir başka olacaktır kesinlikle!!

Ferzan Özpetek ile Şahane Misafir

Geçen hafta sinemada izlediğim filmlerden bir tanesi Ferzan Özpetek'in Şahane Misafir isimli filmiydi..Özellikle bu filminin konuşulmasındaki en önemli sebeplerden bir tanesi Cem Yılmaz'ın da filmin kadrosunda olmasıydı..Bir de film sahnelerine cukk!! diye oturmuş müzikler var ki bunların bir kısmı Sezen Aksu tarafından bestelenmiş..
Filmde, Pietro'nun aktör olma hevesi ve evindeki hayaletlerle olan iletişimi konu alınıyor..
Eski Türk filmlerinde olduğu gibi, artist olma umuduyla taşı toprağı altın olan İstanbul'a gidip kendini gösterirlerdi ya..Pietro da bu düşünceyi benimseyip Roma'ya gider geceleri kruvasan yaparak ekmek parasını kazanır gündüzleri de oyuncu seçmelerine katılır!!..
Bu arada tuttuğu evde başkaları da yaşamaktadır..Başta gerginlik korku yaratmış olsa da Pietro'da, sonrasında alışacaktır..nasıl olduğunu merak edenler gidip izlesin derim..
Filmde sofra sahnelerinin olması İtalya'daki bir film eleştirmeni tarafından tiye alınmış Özpetek yine yemek masasını gösteriyor diye..Eleştirilecek birşey bulamadığı kesin..köşesinde işleyecek konu bulamamış gereksiz bir ayrıntıya takılmış  diyorum ben!!
Bu arada film, İtalyan Sinema Akademisi tarafından verilen David Di Donatello ödüllerinde sekiz dalda aday gösterilmiş.Aday olduğu dallar arasında en iyi yönetmen ödülü de bulunuyor..Mayısın ilk haftası ödüller verilecekmiş..Bakalım ne olacakk!!
Filmin başarılı olması hepimizi mutlu edecektir..




Caligola___Forgive Forget


  
Caligola...
Bu grup hakkında yeterli bilgiye sahip değilim.Avusturyalı Sidney'den çıkan bir grup olduğunu okudum ama yine de emin değilim alman da olabilirler.Güvenilir bir kaynak olmayınca kesin doğrudur diyemiyorum.
Bununla birlikte bilinen birşey var ki o da Caligola'nın bu parçasının, kulağınızın pasını silmesi..
Videosu çok hoşuma gitmedi o yüzden lyrics'ini paylaşıyorum.

16 Mart 2012 Cuma

Tesla Boy__Sprit Of The Night



Tesla Boy..
Elekronik alt yapısı olan new wave tarzıyla kendini gösteren bir grup..
Daha yeni haberdar olduğum bir isim 2008 yılında kurulmuş bir rus grup..80'lerin müziğinden esintiler var..
Ben parçayı beğendim.Eğer yaptığı müziği beğenirseniz bu parçanın dışında "dark street" "electric lady" parçalarını da dinlemenizi öneririm..

27 Şubat 2012 Pazartesi

84. kez Oscar Töreni

Gece 12'de kırmızı halıda sinema dünyasının isimleri kendilerini gösterdi.Kim kiminle,hangi tasarımcının kıyafetiyle orada bulunuyordu,merak edenler bu bölümü kaçırmamıştır sanırım..Saat 3.30'da da heyecanla beklenen Oscar'ın sahipleri belirlenmeye başladı..
Geçen sene Oscar'a İngilizler damgasını vurmuştu.Bu sene de Fransızların yılı oldu.En iyi film,en iyi yönetmen,
en iyi erkek oyuncu ve en iyi kostüm design dalında Oscarı aldılar.Aslına bakarsanız beklenen bir durumdu.Oscar'ın kime gideceği Golden Globe Bafta gibi ödül törenleriyle az çok kendini belli ediyor.
The Artist'in dışında Oscara 11 dalda aday olup beş dalda ödül alan "Hugo"yu da es geçmemek lazım.teknik alanda daha çok kendini gösterdi "Hugo"
Merly Streep üçüncü kez Oscarı aldı.Almasa gerçekten üzülürdüm çünkü "The Iron Lady"de gösterdiği performans cidden ödülü hak ediyordu.
Yardımcı Kadın oyuncu dalında ödül alan kişi "The Help"te rol alan Octavia Spencer oldu.Yardımcı erkek oyuncu ödülü "Beginners"daki rolüyle Christopher Plummer'ın oldu.Sonunda chiristopher plummer 82. yaşında oscarı aldı :)
Yabancı film Oscar'ını alan İran filmi "A Seperation" oldu.Yanlış hatırlamıyorsam Golden Globe ödülünü de yine bu filmin olmuştu.Filmin yönetmeni Ashgar Farhadi'de İran halkı adına küçük konuşma yaptı ki şu dönemde belki de İran'nı politik yüzüyle değil kültürel yüzünü göstermesini sağladı yönetmen Farhadi.
En iyi orijinal senaryo ödülü "Midnigh in Paris" filmiyle Woody Allen'ın oldu. En iyi uyarlama senaryo ödülüyse "The Descendants" filminin senaristleri olan Alexander Payne,Nat Faxon ve Jim Rush tarafından alındı.Film de aile içerisinde yaşanan ilişkiler konu olarak alınıyor.Çok kötü bir film değil bununla birlikte etkisi yüksek olan bir film olduğunu da söyliyemem.Senaryoyla birlikte filmi güzel kılan Clooney'nin oyunculuğu olmuş bence.
Bunların dışında verilen diğer ödüller de şunlar oldu;
en iyi film müziği dalında "The Muppet Movie"
En İyi Belgesel dalında "Undefeated"
En İyi Animasyon dalında "Rango"
En İyi Kısa Film dalında "The Shore"
En İyi Kısa Belgesel dalında "Saving Face"Oscarı aldı.
Aday olan ya da ödül alan bu filmleri vizyonda takip etmeye devam etmek lazım.Beğenilenler direk olarak oluşturulan arşive konulacaktır.
Bu sene sahnede fransızların rüzgarı esti.oscarların en önemli ödülleri bir süredir avrupa ülkeleri tarafından alınıyor.bakalım seneye nasıl bir tören olacak!! 
Dipnot olarakta şunu belirtmek isterim ki Billy Crystal'ı ekranda tekrar görmek güzeldi..



23 Şubat 2012 Perşembe

The Muppet Show



The Muppet Show
Bu hafta sinemaya bu filmi izlemeye gitmemde ki en önemli etkenlerden bir tanesi 80'leri tekrar yaşamaktı..
Böyle söylüyorum çünkü Muppets, 80'li yılların çocuklarının hafızasında yer edinmiş kuklalardı.
Kermit yine ana sahnede programı idare eden,problemleri çözüme kavuşturmaya çalışandı.
Piggy herzaman ki gibi divalığını gösteriyordu..Gonzo,Fozzie ve diğerleri.Hepsi show için tekrar yerlerini almışlardı.
Film süresi boyunca yüzümdeki tebessüm hiç kaybolmadı,çocukluğumda ki gibi aynı:)
Uzun bir zaman diliminin ardından tekrar Muppetları izlemek güzeldi.Konuk sanatçılarla,film daha da renklendi denilebilir.Dave Grohl,Whoopi Goldberg,Jack Black,Neil Patrick Harris..
Özellikle Dave Grohl'un sahnesini çok beğendim:)
John Segel'in de (How I met Your Mother) Muppets'ın beyaz perdeye yansımasında etkisi büyük olmuş.. Filmdeki oyunculuğunun dışında senaryosunda ve prodüktörlüğünde de rolü var.Film izlenir özellikle bu dönemin çocuklarını Muppets ile tanıştırmak gerekiyor bence.Ailelere duyurulur!! Kukla dünyasının güzelliğini çocuklarınıza gösterin..
Bu arada Muppetları bu seneki Oscar törenlerinde de göreceğiz.Sahneye ödül vermek üzere çıkacaklar.
The Muppets severlerin 26 şubat günü Oscarı izlemek için bir sebebi olabilir.Muppets fanı olan arkadaşım Handee sözüm özellikle sanaa!!

30 Ocak 2012 Pazartesi

E.James ile At Last

Birkaç gün önce yazıp da paylaşmak istediğim videoyu daha yeni paylaşma fırsatı bulabildim.
Kısa süre önce hayata veda eden Etta James, grammy ödülü kazanan,soul ve gospel tarzını en iyi yorumlayan isimlerden bir tanesiydi bana göre.Birçok müzisyen tarafından yorumlanan bu parçanın,asıl James'in sesiyle kendini bulduğunu belirtmek istiyorum.
Ayrıca yazdan beri favori dans parçalarından olan Florida'nın "good feeling"in sample nın Etta James'in "Somethings got a hold on me" parçası olduğunu da dipnot düşünüyorum.
Kaliteli ses&müzik birarada..

24 Ocak 2012 Salı

evet kararı çıkar..valerinin gözleri dolar..yazıkk!!

Valerie Boyer denilen kendini bilmez sivri bir fransız parlamenter tarafından sözde "inkar yasa tasarısı" parlementoya sunuldu.Fransız meclisinde elli parlamenterin oyuyla kabul edilen soykırımı inkar yasası,dün senatodan geçti ve iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz yönde etkileyecek bir karar alınmış oldu.Bu oyu verenler,sanırım kendilerini tarihçi olarak nitelendiriyorlar.
Geçmişten bugüne fikir özgürlüğünden bahseden adamlar şimdi dönmüş sizin savunduğunuz fikri yok sayarak yaptırım uyguluyorlar.İnkar edersen bir sene hapis yatarsın!! Bu adamlar kendi içinde çelişiyorlar..şaka gibi!!
Davutoğlu,16.yy'daki engizisyon Fransa'sına boşuna benzetmemiş.Ortaçağ döneminin zihniyeti hala hakim bu adamlarda..Sarkozy'nin Türkiye'ye karşı olan tutumu zaten en başından belliydi.
Oylamayı da onaylayacağı kesin..ne denilebilir..!!
Bu oylamada evet oyunun kullanılmasındaki en önemli etkenlerden bir tanesi de ermeni diasporasına şirin görünmekti.Tebrikler!! Ermenilerin gözünde şirinlik abidesi oldunuz.Seviyorlar sizi,bu sene içerisinde yapılacak seçimlerde topluyorsunuz oyları hadi bakalım!!
Bununla birlikte bana göre,tüm Fransa'ya karşı bir tepki göstermek yanlış ve yersiz bir davranış olacaktır.Sözlerim bu oylamada evet oyunu kullanan ve bu düşünceyi savunan ortaçağ zihniyetine!!
Akılsızlığın zaferi!!

23 Ocak 2012 Pazartesi

Şiddetin sonlandırıldığı durak

Bu ay içerisinde gittiğim filmlerden bir tanesi "Kurtuluş Son Durak" filmiydi.
Sanırım izlediğim etkisinde kaldığım en iyi Türk filmlerinden birisi olduğunu söyleyebilirim.
Günümüzde yaşanan kadına yönelik şiddeti düşündürücü ve esprili bir dille beyaz perdeye yansıtıyor bu film.
Kadına yönelik şiddet aslında uzun zamandır var olan,çözüme kavuşturulmaya çalışılan bir sorun ve bu durumun problem olmaktan çıkması,tamamen çözümlendirilmesi gerçekleştirilebilir mi??
Olasığ bir durum ama yine de tartışılır!!
Yaşanan şiddet olaylarını görmezden gelen ve sorun olduğunu kabul etmeyen insanların da mevcut olduğu bir gerçek.Özellikle bu insanların bakış açılarını değiştirmek,yenilemek için bilinçlendirilip ve yaptırımlar uygulanmalı.Bunun için de emek veren başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere, çalışan,çaba sarfeden insanlar olduğunu biliyoruz.
Bu film de, belki biraz daha bilinçli bir şekilde hareket edilmesine yardımcı olacaktır.Çevremizdeki insanlara bu konunun işleniş sebebini aktarmak bile sorunun çözümüne küçük bir katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum.
Kurtuluş son durak, şiddetin sonlandırıldığı durak..